Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | stick in something v. | bir şeyin içine oturmak |
Phrasals | stick in something v. | bir şeyin içinde sabit kalmak |
Phrasals | stick in something v. | bir şeyin içinde durmak |
Phrasals | stick in something v. | bir şeye yerleşip kalmak |
Phrasals | stick in something v. | bir şeye takılmak |
Phrasals | stick in something v. | bir şeyde takılı kalmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | stick your oar in (something) [uk] v. | (bir şeye) salça/maydanoz olmak |
Idioms | stick your oar in (something) [uk] v. | (bir şeye) burnunu sokmak |
Idioms | stick (one's) oar in (something) [uk] v. | (bir şeye) salça/maydanoz olmak |
Idioms | stick (one's) oar in (something) [uk] v. | üstüne vazife olmayan işlere karışmak |
Idioms | stick (one's) oar in (something) [uk] v. | (bir şeye) burnunu sokmak |
Idioms | stick (one's) oar in (something) [uk] v. | (bir şeye) karışmak |